Lastik-İş Sendikası ‘’İŞÇİLER NE DÜŞÜNÜYOR?’’ başlıklı bir araştırma gerçekleştirmiş bulunuyor. Sendikanın Genel Başkanı Alaaddin Sarı’nın basın toplantısı yaparak açıkladığına göre, toplam 734 sendika üyesi ile yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda araştırma tamamlanmış durumda. Çalışmaya katılan işçilerin %90’ı erkeklerden %10’u kadın işçilerden oluşuyor.
Ankette çok ilginç soru ve değerlendirmeler var. Araştırmanın sonuçları gerçekten de işçilerin ne düşündüğünü ortaya koymakta.
Çok geniş kapsamlı olarak yürütülen araştırmanın kısa bir yazı içinde üzerinde durulabilecek önemli başlıkları şöyle sıralanabilir:
İşçilerin ortalama yaşı 34 olarak bulunmuştur. 100 işçiden 61’i 40 yaş ve altındadır. Dolayısıyla yenilenmiş ve genç bir işçi sınıfının varlığından söz edilebilir.
Benzer şekilde işçilerin %63’ü lise ve meslek lisesi mezunudur. Erkek işçiler arasında meslek lisesi mezunu oranı %30’dan fazla iken kadın işçiler arasında meslek lisesi mezununun çok fazla bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum özellikle sanayi için gereken nitelikli işgücü yönünden kadın işçilerin sorun yaşadığını göstermektedir.
Araştırmadan yansıyan ilginç bir sonuç, işçilerin %93’ünün gazeteleri internet aracılığı ile okudukları gerçeğidir. Erkek işçilerin bayiden para vererek gazete satın alma oranı %7’dir.Kadın işçilerin ise tamamı internet üzerinden gazete okumaktadır.
İşçilerin %56’sı Türkiye’nin Avrupa Birliğin’e (AB) üye olmasını desteklemektedir. Ancak ilginç bir özellik 30 yaş ve altı genç işçilerde AB üyeliğine kesin karşıtlık oranının %44 gibi yüksek bir düzeyde çıkmış olmasıdır.
İşçilere en önemli sorunlarının ne olduğu sorulmuş ve ‘’iş güvencesinin olmaması’’ yanıtı alınmıştır. Bu yanıt, içinde bulunulan dönemde işçilerin yaşadıkları tedirginliği ve endişeleri açıkça gösteren bir sonuçtur. Türkiye’de iş güvencesinin var olduğunu iddia edenlerin ne kadar ‘’gerçek dışı bir dünyada’’ yaşadıklarını düşünmelerinin zamanı çoktan gelmiş bulunmaktadır.
İşçilere göre ikinci önemli sorun ‘’ücretlerin düşüklüğü’ ’dür. Gerçekten sendikalı işçiler ücretlerinin düşüklüğünden söz ediyorsa, örgütsüz iş yerlerinde çalışanların ne kadar olumsuz koşullarda bulunduğu ayrıca ve önemle değerlendirilmelidir.
İşçilerin önemli gördüğü üçüncü sorun ise örgütsüzlüktür. Sendika üyesi işçilerin örgütsüzlüğe vurgu yapması, işçilerin aslında ‘’ortak çıkar ve mücadele’’ olgusuna ne denli yakın durduğunu göstermektedir.
İşçilerin tamamına yakını Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon oranlarını yanlış bulmaktadır. Tüm çalışanların gerçek dışı saydığı verileri doğru gibi sunarak toplumsal açıdan olumlu bir sonuç almanın mümkün olmadığı anlaşılmak durumundadır. TÜİK yalnızca enflasyonu değil, ulusal gelire ilişkin değerleri ve başka istatistikleri de derlemektedir. Dolayısıyla bir şeyleri olumlu gösterme adına inandırıcılığı olmayan açıklamalarda bulunmak, TÜİK ve Türkiye için çok büyük sakıncalar yaratabilecek bir tutumdur. Yaklaşık 10 yıl kadar önce Yunanistan ekonomik krize girdiğinde gerçek verileri gizleyen resmi kurumların yaklaşımı burada hatırlanmalıdır.
Araştırmaya göre 100 işçiden 99’u ve kadın işçilerin tümü, 65 yaşın emeklilik için yüksek olduğu görüşündedir. Çalışanların ve geniş kitlelerin hiçbir şekilde benimsemediği uygulamalarının kalıcı olamayacağı açıktır. Öte yandan böyle bir durum demokratik bir toplumun değerleriyle de bağdaşmaz. Başka bir deyişle, demokratik bir toplumda toplumun tümünün reddettiği uygulamaları onlara dayatarak var olamazsınız. Böyle bir dayatma demokratik bir tutum olarak sunulamaz.
Araştırmaya göre 100 işçiden 80’i sendikaların toplumsal politikaların belirlenmesinde etkili olması gerektiğini düşünmektedir. Sendikaların siyasal iktidarlar ile uyumlu hareket etmesini uygun bulan işçilerin oranı yalnızca %4’tür.Dolayısıyla işçiler sendikalara da gerekli uyarıyı yapmakta ve çalışanların haklarını ve özgürlüklerini geliştirmek için daha etkili bir mücadele yürütülmesini beklediklerini ortaya koymaktadır.
Araştırmada işçilere salgın konusu da sorulmuş ve görüşleri değerlendirilmiştir. Lastik-İş üyesi işçilerin %82’si salgın koşullarında ücretlerinin tamamını aldıklarını belirtmektedir.
İşçilerin %90’ı Covid-19 salgınının ‘’Dünya ve Türkiye ekonomisi için ciddi bir tehlike oluşturduğu’’ görüşünü savunmaktadır. Benzer şekilde 100 işçiden 80’i de, ‘’Covid-19’un işçilerin kişisel ekonomik durumu için ciddi bir tehlike oluşturduğu’’ görüşündedir. Salgının gelecekte yayılma hızının ne yönde olacağı konusu da işçilere sorulmuştur. İşçiler arasında ‘’salgının yayılma hızı artacak’’ diyenler ile ‘’salgının yayılma hızı azalacak’’ görüşünde olan işçilerin oranı %36 ile birbirine eşit çıkmıştır.
Lastik-İş tarafından yapılan bu araştırma işçilerin içinde bulundukları koşullar ile görüş ve önerilerini oldukça net çizgilerle ortaya koymaktadır. Araştırmanın sonuçları yalnızca bir işkolu ile sınırlı tutulamayacak zenginliktedir. Dolayısıyla bu araştırma, gerek sendikaların gerekse işçilerin yaklaşımlarına önem verenlerin üzerinde durması gereken bir çalışma sayılabilir. Gelecekte bu tür değerlendirmelerin yaygınlaşması, demokratik bir toplum olarak yol almanın temel taşlarından birisidir. Lastik-İş sendikası bu araştırma ile Türkiye’de önemli bir eksikliği dolduracak bir adım atmış durumdadır. Benzer çalışmaların geliştirilmesi öncelikle sendikalar için vazgeçilmez bir çalışma alanı sayılmalıdır.