7 Ekim’de Hamas tarafından İsrail’e karşı başlatılan Aksa Tufanı operasyonuna İsrail tarafından verilen sert karşılığın ardından yaşanan yoğun çatışmalar devam ediyor.
9 Ekim’de İsrail Savunma Bakanlığı tarafından tam abluka kararı alınarak, Gazze’deki su ve elektriğin kesildiğini, 2,5 milyon Filistinli’nin yaşadığı Gazze Şeridi’ne yakıt ve gıda girişini engelleneceği açıklandı. Öte yandan Lübnan Ordusu İsrail’den Lübnan’a füze atıldığını duyurdu.
Bütün bu gelişmeler İsrail’in onlarca yıldır uyguladığı ve Filistinlileri yurtlarından sürmeye yönelik politikanın bir parçası olarak gündeme getiriliyor. İsrail bir devletin savaşta bile başvurmasının mümkün olmadığı insanlık dışı baskı ve katliamları hiç çekinmeden uyguluyor. Yaşlılara, çocuklara, kadınlara her türlü vahşeti reva görüyor. Bugün bölgede Hamas’ın hareketine karşılık İsrail’in verdiği tepkilerin neredeyse tamamı savaş suçu tanımına giriyor. ABD’yi arkasına alan İsrail gözü kara bir şekilde işgali yaygınlaştırıyor ve Ortadoğu’da yeni bir dönemin temelleri atılıyor.
Bu çerçevede 10 Ekim’de İsrail donanmasının Filistin’in sahil şeridinde yer alan yerleşim yerlerini denizden vurduğu öğrenildi. İsrail ordusu tarafından Gazze sınırında 1500’e yakın Hamas militanının cesedinin bulunduğu ve Gazze ile Mısır arasındaki sınırın kapatıldığı açıklandı. Ayrıca Gazze şeridinin kontrol altına alınarak tam taarruza geçileceği duyuruldu. Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, İsrail bombardımanı altındaki Gazze’deki elektrik ve su kesintisinin insani bir felakete yol açabileceği uyarısında bulunarak, bölgeye gıda ve tıbbi yardım girişi için güvenli koridorların açılmasını istedi.
11 Ekim’de İsrail, Hamas’ın saldırılarına misilleme olarak Gazze’de çok sayıda hava saldırısı düzenlerken, Hamas tarafından İsrail’in Aşkelon kenti çok sayıda roketle vuruldu.
12 Ekim’de İsrail ile Hamas arasındaki karşılıklı saldırılarda can kaybı artarken, İsrail ordusu, gelişmiş mühimmat taşıyan ilk ABD uçağının İsrail’e ulaştığını duyurdu. Öte yandan İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki askeri operasyonlarında kullanılması yasak olan beyaz fosfor kullandığını belirtti. Öte yandan İsrail ordusu, Birleşmiş Milletler’e acil bildirimde bulunarak Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin 24 saatte güneye kaydırılmasını istedi. İsrail savaş uçakları tarafından Halep ve Şam havalimanlarına hava saldırıları düzenlendi.
13 Ekim’de İsrail Gazze’yi abluka altına alarak saldırılara sert karşılıklar verdi. Gazze’ye insani yardımlar dahil olmak üzere her türlü ihtiyaç malzemesinin tedariği kesildi. Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından İsrail’in Gazze saldırılarına yönelik harekete geçileceği açıklandı. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından Gazze saldırısının uzun süreceği, güçlü ve kalıcı etkileri olacağı belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü, İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden hava saldırıları neticesinde sivillerin gidecek güvenli bir yerinin kalmadığı konusunda uyarıda bulundu. Birleşmiş Milletler tarafından Gazze’de İsrail’in hava saldırıları nedeniyle 400 binden fazla Filistinlinin yerinden edildiği açıklandı.
14 Ekim’de İsrail’in sivillerin Gazze’yi boşaltması için verdiği sürenin dolmasının ardından kara, hava ve denizden ablukaya alınan Gazze, savaş uçakları tarafından gece boyunca bombalanırken, sivil araç konvoyları da hedef alındı.
15 Ekim’de ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile görüştü. ABD’nin İsrail’e ikinci uçak gemisi gönderildiği bildirildi. Öte yandan İsrail ordusu Lübnan’ın güneyini hedef alarak vururken, Hizbullah’ın İsrail’in kuzeyinde bulunan bir karakolu vurduğu bildirildi.
16 Ekim’de Gazze’de binlerce insan Mısır sınırına doğru ilerlerken, Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından Gazze’nin halihazırda dünya ile tek bağlantısı olan Refah sınır kapısının açık tutulmasının hedeflendiği ancak İsrail’in buna Gazze tarafından izin vermediği açıklandı. Dünya Sağlık Örgütü Gazze’de yalnızca 24 saatlik su, elektrik ve yakıt kaldığını bildirdi.