Uluslararası üst örgütümüz IndustriALL Küresel Sendika tarafından 5-6 Eylül tarihlerinde İstanbul’da “Küresel Tedarik Zincirlerinde Temel İşçi Hakları ve Sendikal Haklara Gerekli Özeni Gösterme” konulu uluslararası konferansa sendikamızın Toplu Sözleşme Dairesi Uzmanı Ece Göktürk, Uluslararası İlişkiler Dairesi Uzmanı Cemal Hoşver ve sendikamızın avukatlarından Tolga Demirel katıldı. Friedrich Ebert Vakfı (FES) Türkiye bürosu ile Alman sendikaları IG Metall ve IGBCE iş birliğiyle gerçekleşen konferansta IndustriALL üyesi Türk sendikalar da yer aldı.
İki gün boyunca devam eden konferansta küresel tedarik zincirlerinin mevcut durumu ve geleceği, Alman Tedarik Zincirlerinde Gerekli Özeni Gösterme Yükümlülüğü Yasası, Alman şirketlerin bu yasaya ilişkin bakış açısı ve Türkiye’de sendikaların küresel tedarik zincirlerine yaklaşımı tartışıldı.
Küresel tedarik zincirlerinde salgın ve savaş durumlarında meydana gelen kırılmaların meydana getirdiği olumsuzluklara değinilerek, ileride oluşabilecek benzer durumların önüne geçilmesi adına atılabilecek gerekli adımlardan bahsedildi. Ayrıca örgütlenme faaliyetlerinin başlangıç aşamasında sendikalar için tedarik zincirinin tespit edilmesinin önemine vurgu yapıldı.
Alman Tedarik Zincirlerinde Gerekli Özeni Gösterme Yükümlülüğü Yasası’nın 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren 3.000’den fazla çalışanı olan şirketler, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren ise 1.000’den fazla çalışanı olan şirketler için geçerli olacağı belirtildi. Söz konusu yasada grev hakkı dahil olmak üzere örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkının ihlal edilmesinin, zorla çalıştırmanın ve iş gücünü köle gibi çalıştırmanın, çocuk işçi çalıştırmanın ve ayrımcılığın yasaklanmasından bahsedildiği özellikle ifade edildi. Öte yandan ilgili yasanın daha önce Fransa ve Hollanda’da kabul edildiği ve Avrupa Birliği düzeyinde 2025 yılına kadar yasanın görüşülmesi gerektiği bildirildi.
Yasada ilgili işçi sağlığı ve güvenliği korumasının dikkate alınmasına, su ve hava kirliliğne neden olan unsurların yasaklanması gibi çevre ve ilgili insan haklarına da değinildi. İnsan haklarına saygı gösterme yükümlülüğünün tüm tedarik zinciri için geçerli olduğunun altı çizilerek, ihlallere yönelik başvurulacak şikayet mekanizmaları ele alındı. Ayrıca ulusal yasaların çıkarılmasının yeni bir duruma işaret ettiği ve uluslararası normların ulusal normlara yansıyarak hayata geçirilmesi gerektiği belirtildi.
Küresel tedarik zincirlerinde Türk işçiler ve sendikalar konusunda, örgütlenme sürecinden başlayarak karşılaşılan engellerin ve uzun süren hukuki süreçlerin örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldırdığı ve yasal düzenlemelerle bireysel işçi haklarınının askıya alınması gibi durumlarla karşı karşı kalındığı ifade edildi.
Konferansta ayrıca şirketlerin ilgili yasaya yönelik bakış açısı ve işçi temsilcilerinin rolleri değerlendirilerek, Türkiye’de işçi ve sendikal hak ihlallerine daha etkin bir şekilde karşı koymak için yeni Alman yasal mevzuatının nasıl kullanılması gerektiği konusunda yol haritası çizildi.
Alman ve Türk sendikaları olarak sürekli iş birliği ve dayanışma platformları oluşturularak, risk analizleri, önleyici eylemler ve uyuşmazlık vakalarında şikayet mekanizmalarının kullanılması ve bilgi-belgelendirme süreçlerinin birlikte aktif olarak işletilmesinin önemi vurgulanarak, ilerleyen süreçte iş yerlerine yönelik haritalandırma çalışmaları yapılmasının önemi vurgulandı.