12 Eylül insanlığa ve demokrasiye karşı işlenmiş bir suçtur!
Bundan 44 yıl önce, beş generalden oluşan cunta, askeri darbeyle ülke yönetimine el koydu. 12 Eylül askeri darbesi ile hükümet görevden alındı. Türkiye Büyük Millet Meclisi kapatıldı ve 1961 Anayasası yürürlükten kaldırıldı. Siyasi partilerin faaliyetlerinin durduruldu ardından kapatıldı. 12 Eylül 1980’de sendikal faaliyetler durduruldu, grevler yasaklandı ve toplu iş sözleşmesi hakkı askıya alındı.
12 Eylül darbesi, Türkiye’deki ABD üslerinin yeniden açılması, 24 Ocak istikrar programının uygulanmasının sağlanması, belirli devletlerin politikalarıyla kontrol edilemeyen, kurallarla kısıtlanamayan sermayenin gereksinim duyduğu ucuz işgücünün temin edilmesi amacıyla yapıldı. Darbe sonrasında en temel sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılması engellendi. Bu işçi sınıfı için büyük bir darbe oldu.
12 Eylül askeri darbesi sadece geçmişte kalan bir askeri darbe olmadığı; günümüzün toplumu ve işçi sınıfının durumu ile kanıtlamıştır. Darbe sonrası oluşturulan siyasal düzen ve onu var eden yasal düzenlemeler, darbe ile uygulama imkânı bulan acımasız neoliberal iktisat politikalarıyla bugünkü Türkiye’yi oluşturdu.
1982 Anayasası ve kabul edilen diğer mevzuatla, darbe sonrasındaki dönemde de sendikal hak ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamaların devamı sağlandı. Türkiye tarihinin bu karanlık döneminde işçi sınıfına indirilen darbenin etkileri günümüze uzanmaktadır.
Sendikalar 44 yıldır baskı altında. 12 Eylül ile lokavt ve grev yasakları anayasaya girdi, hak grevi yasaklandı. Toplu pazarlık hakkı gasp edildi. Sendika kurmak ve sendikal faaliyet zorlaştırılarak işçi sınıfına örgütsüzlük dayatılmıştır.
12 Eylül 1980’de en büyük saldırıya uğrayan, yöneticileri idamla yargılanan, üyeleri tutuklanan Konfederasyonumuz DİSK ve Sendikamız Lastik-İş, 44’üncü yılında hala devam etmekte olan sermaye darbesine karşı tarihinden aldığı güç ile mücadelesine devam edecektir!
İnsanlığın karanlık günlerini, yaşanan zulümleri ve işkenceleri unutmadık, unutturmayacağız!